İlçenin batısında Yenişehir ile aynı adı taşıyan ovanın ortasında, ovanın geneli ile hemen hemen bir olan 240 m. rakımda konumlanmıştır. Güney doğusunda Karasıl, kuzey doğusunda Yolören, kuzey batısında Çardak, kuzeyinde askeri havaalanı ve batısında ise Meseniz Çiftliği ile çevrilidir. İlçe merkezinden stadyum arkasında bulunan köprü üzerinden geçilerek, yol takip edilip Yolören içerisinden yaklaşık 9 km.'lik bir ulaşım ile köye varmak mümkündür. Çevre köylerinden Karasıl ile 1 km., Yolören ile 2,5 km., Çardak ile de 5 km. uzunluğunda yollar ile bağlantılıdır. İnegöl istikametinden Ayaz üzerinden gelen yol Karasıl'dan geçerek, Çeltikçi'den Çardak'a bağlanıp Yenişehir -İnegöl karayolu ile Yenişehir - Bursa karayolu arasında kestirme geçişi sağlayan ve oldukça sık kullanılan yol üzerindedir.
İsminin
Kökeni
Eski
dönemlerde Yenişehir Ovası'nın büyük bir kısmını kapsayan, sonraki yıllarda
zaman içerisinde bataklığa dönen ve 1950'li yıllarda kanallar açılarak
kurutulan Marmaracık Gölünün doğu kıyılarında kurulmuştur. Suyu çekilen göl
arazisinin alüvyal toprakların verimliliği ile sulak, bataklık ve kamışlık olan
topraklarında bir zamanlar bolca çeltik ekilirmiş. Köyün adının kaynağın da köy
çevresinde ekimi yapılan çeltikten geldiği hemen hemen tüm araştırmacılar
tarafından kabul görmektedir. Köyde ayrıca bolca manda beslenir, hatta köy kaz
ve ördek sürülerinden geçilmezmiş.
Köy
tarihine baktığımızda ulaşılabilen en eski kayıtlar 1400'lü yılların ilk
dönemlerine dayansa da hem Çeltikçi Köyü olarak, hem de konumu itibari ile eski
bir köy ve yerleşim alanı olduğu görülmektedir. Tarih boyunca Marmaracık Göl
havzasının özellikle kıyı kesimleri insanoğlu için yerleşim alanı olarak
cezbedici olmuştur. Köyün yakınlarında bulunan höyük köy çevresinin tarihini
antik dönemlere kadar taşımaktadır. Köy çevresinde yapılan küçük kazılar da
dahi yer yer Roma ve Bizans dönemine tarihlendirilen kalıntılara
rastlanabilmektedir. Köye ait mevkilerden; Dikilitaş, Hacı Kuyusu, Çınarlı
Kuyu, Yılanlı ve Üvecik Tepesi gibi yerler tarihi mekanlar olup, köyün tarihini
aydınlatmak için araştırılmaya muhtaç yerlerdir.
Çeltikçi
Köyü, Osman Gazi'nin kardeşi Sarı Balı'nın oğullarından Sarı Balı'nın oğlu veya
torunu olduğu sanılan Sarıca Paşa'nın mülkü içinde olduğu rivayet edilmektedir.
Bölgede daha önceden var olan ve metruk bir Bizans köyü olarak bilinen Ayazlar
köyü arazisi içinde kurulduğu bilinmektedir. Başvekâlet arşiv kayıtları,
Meseniz ve Çardak Köyü'ne kadar sınırı olan Ayazlar köyü sınırı içindeki,
Karasuluk yani Karasıl ve Çeltik mezraları Saruca Paşa mülküdür der. Tarih
boyunca da Çeltikçi Köyü'nün halkının çoğu yarıcı ve çeltik işçilerinden
oluşmuştur.[1]
Köye ait
ulaşılabilen en eski kayıt Temmuz 1413 ile Mayıs 1421 yılları arasında
padişahlık yapan Çelebi Sultan Mehmed dönemine aittir. 1419 senesinde Bursa'da
Yeşil Camii'yi yaptıran Çelebi Sultan Mehmed bu tarihte köyü camiye gelir
getirmesi için tahsis etmiştir. Köy bu dönemden başlayarak dönem dönem çeşitli
vakıflara gelir olarak bağlanmıştır. Daha önceleri Bizans dönemlerine hizmet
eden köy bu tarihten itibaren de çeşitli vakıflar ve kişiler arasında sürekli
el değiştirerek geniş ekim alanlarına dönmüştür. 1521 yıl tahrir defterinde
köyün gelirinin saraya ait olduğu kaydedilmiş ise de bu tarihten sonra ki
kayıtlarda da köyün Çelebi Sultan Mehmed'in vakıf köyü olduğu ibaresine
rastlanmaktadır.
Eski
göl arazisine yakın konumundan dolayı da tarih boyunca yakınlarında birçok
çiftlik ve köy yerleşimleri kurulmuştur. Hosekköy, Saruca, Ova Akbıyık,
Söğütler, Ortaklar, Adaköy ve Çalıca Köyleri Çeltikçi köyü arazisi üzerine
kurulmuş ve dönem içerisinde köy statüsünü kaybetmiş yerleşimlerdir. Söz konusu
bu köylerin bazılarının kayıtları 1521 tarihli tahrirat defterinde yer alsa da
bazı köylerin statülerini kaybetmelerinin bu tarihten önceye dayandığı
görülmektedir.
Bu
köylerden Ayazlar Köyü; Karasuluk yani Karasıl ve Çeltikçi mezralarını içine
alan genişçe bir araziyi kapsayarak Saruca Paşa'nın vakfı olarak gözükmektedir.
Hüdavendigar Vilayeti Salnamelerinde adı geçmektedir. 1907 ve 1927 yılında
Yenişehir köyleri arasında zikredilmiştir.[2]
Hösek Köyü; 1500'lü yılların ilk senelerinde
vefat eden Anadolu Beylerbeyiliği görevinin yanında Yenişehir Sancak Beyliği
görevini de yapan Akıncıbaşı Yahya Bey'in bu civardan birçok arazi almasının
ardından kurulmuştur. Atlar Çayırı köylünün isimlendirdiği şekilde Meydan
Çayırı içinde bir çiftlik iken zaman içerisinde çiftlik çalışanlarından oluşan
bir köy statüsünü kazanmıştır. Yahya Bey'in ölümünün ardından Bali Paşa'ya,
ardından da Derviş Paşa'ya geçmiştir. Derviş Paşa'nın mirasçılarına geçmesinden
sonra dağılmış ve halkının büyük bir bölümü Mekirköy (Yolören)'e yerleşmiştir.[3]
Saruca Köyü; II. Murad'ın H.850 (M.(1446) tarihli vasiyetnamesinde adı Saruca b. Abdullah olarak geçen Rum asıllı ve II. Murad'ın devşirmesi olduğu tahmin edilen[4] değerli bir komutan olan aslen Yenişehirli Saruca Paşa'ya ait Türkmen köyüdür. Bir tımar köyü durumunda olan Saruca Köyü Sultan Murad tarafından Umur Bey'e eşküncü mülkü olarak verilmiş, Umur Bey'de bu köyü sonraları vakfa bağışlamıştır. 1521 yılına ait Hüdavendigar tahrirat defterinde köyde bu tarihte 15 hane yaşadığı not edilmiştir. Bugün Çeltikçi'den İnegöl'e giden yol üzerinde boş arazisi durmaktadır. Halen bu arazi Sarıcapaşa mevkii olarak anılmaktadır. Ayrıca bu mevkide bulunan eski mezarlıkta köylüler tarafından "Sarıca Paşa Mezarlığı" olarak bilinmektedir.[5]
Saruca
Paşa ve devam eden aile soyu
Çeltikçi
Köyü'nün tarihinden bahsederken köyün tarihinde önemli bir yeri bulunan Sarıca
Paşa'yı daha da yakından tanımak gerekmektedir.
Göktekin'e
göre; Soyu Osman Gazi'nin kardeşi Sarı Balı'ya veya Osman Gazi'nin Pazarlı
Bey'in torunu olduğu hakkındaki rivayetlere dayanan, aslen Yenişehirli olan
Saruca Paşa, arşiv kayıtlarına göre, bugünkü Söylemiş Köyü altından Meseniz'e
kadar o tarihte hududu olan Ayazlar Köyü, Karasuluk (Karasıl), Çeltik mezralarını
içine alan çok geniş bir alana sahip bulunmaktaydı. Bunlardan başka Söylemiş
sırtları, Afşar arazileri ile Çardak Köyü ve Karacaali arazileri arasında ve
Atlar Çayırı içinde büyük arazilere de Saruca Paşa sahipti. Yine Yenişehir
içinde birçok mülkü bulunan Saruca Paşa ailesi efradından 1800'lü yılların
sonuna doğru Yenişehir'de yaşayanlar vardı. Bunlardan Sarıcaoğlu Bacaksız Osman
Ağa ve oğullarından Hacı Ali Bey Bursa'da 1920 yılında ölmüştür.[6]
Bahsi
geçen Bacaksız Osman Ağa Tanzimattan sonra Meclis-i İdare, belediye ve diğer
meclislerde ön saflarda görev almış ölünceye kadar da devlet ve milletin
umurunda birçok görev yapmıştır. Her vesile ile özellikle fakir halka daima
garazsız ve ivazsız yardımlarda bulunmuş, Otoriter kişiliği ile ilme ve bilgine
her zaman değer vermiştir. Çok uzun bir ömür süren Osman Ağa aynı zamanda Ethem
Paşa'nın da kayınpederidir.[7]
Söğütler
Köyü; Eski bir mezra olan köy, 1521 ve 1530 yılı tahrirat defterlerinde yer
almasına rağmen bugün mevcut değildir. Hakkında da teferruatlıca da bilgi
yoktur.[8]
Çeltikçi Köyü arazileri içerisinde yer alan Söğütlü Kuyu mevkii bu köy ile
alakalı olabilir.
Ortaklar
Köyü; 1487 yılına ait tahrirat defterinde adı geçen köyde bu tarihte 11 hane
Müslüman ve 48 hane de Hıristiyan yaşadığı gözükmektedir. 9 çiftlik yeri
bulunan köyün adına XIX. yüzyıl belgelerinde ise rastlanmamaktadır.[9]
Çalıca
Köyü; 1530 yılı tahrirat defterlerinde rastlanan köyü, Sinan Bey oğlu Süleyman
Bey kullanırmış. Süleyman Bey daha sonra köyü, Sultan I. Murad ve Çelebi
Mehmed'den mülk olarak almış. O da Davut Paşa'ya satmış. Olasılıkla Çeltikçi
köyünün batısındaki Çalıdüzü mevkiinde idi.[10]
Ada Köyü;
Kaplanoğlu köyün adını eski Anadolu dillerinde "ata" anlamına gelen "ada"dan
aldığını söylemektedir.[11]
Oysa eski Marmaracık Gölü'nün kurmuş arazisinde kalan köyün yağmurlu aylarda
etrafı bataklık ve su olmasından dolayı adayı andırmakta ve bu nedenle de Ada
Köyü olarak anıldığı düşünülmektedir. 1521 yılına ait tahrir defterinde yer
alan köyde bu tarihte 20 hane Müslüman ve 10 hane de gayrimüslim yaşamakta idi.
Aynı defterde köyde çeltik tarımının yoğun olarak yapıldığı da ifade
edilmiştir. 1530 tarihli tahrir defterinde ise 16 çiftlik yeri olduğundan
bahsedilmektedir. H.1325 (M.1909) yılı Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi'nde köyün
sadece adı geçmektedir.[12]
1927 yılına kadar statüsünü koruyan köy bu tarihlerde halkının büyük bir
bölümünün Mekirköy (Yolören) köyüne taşınması ile statüsünü kaybetmiştir. Bugün
Yolören köyünde yaşayan "Adalılar" ailesi bu köydendir.
Ova Akbıyık Köyü; Bugün İnegöl'e bağlı Tekke, eski ismi ile Anastas köyünün sahibi Akbıyık Sultan olarak tanınan Ahmedi Şemsettin Efendi'nin mülkleri içerisinde yer almaktadır. İsmini Akbıyık Sultan'dan ve ovada bulunmasından almıştır. 15. yüzyıl sonlarında öldüğü bilinen Ahmedi Şemsettin, ölmeden önce yaylalardaki bütün emlaki ile koyunlarını tek oğlu Nimetullah Çelebi'ye, Yenişehir Ovası'ndaki Ova Akbıyık olarak isimlendirilen arazideki çiftlik ve yerleri de tek kızı Nâime Hanım'a vermiştir.
Akbıyık
Sultan’ın devam eden aile soyu Hacıoğulları ve Cingil ailesi
Nâime
Hanım'a verilen arazi ve çiftlikler, aileden gelenlerin elinde uzun süre
kalmış, 17.yüzyılın sonunda çiftlik ve arazilerinin mirasçılarca
paylaşılamaması sonucunda dağılmıştır. Dağılan arazilerle birlikte Ova Akbıyık
Köyü'de statüsünü yitirmiştir. Nâime Hanım soyundan gelenlerden Çeltikçi Köyüne
yerleşen ve cedlerinin adı ile süren Hacıoğullarından Cingil adını alan kol
Yenişehir'e inmiştir. Bunlara halen Hacıoğulları ve Cingiller denir.
Çeltikçiden kalanlar da yine Hacıoğulları olarak sürmekte olup, bunlardan Hacı Ömer ve oğlu 20. yüzyıl ortalarında hayatta idi. Gerek Yenişehir'dekiler ve gerekse Çeltikçililer ile İstanbul'da oturan bu aileler Akbıyık Şemsettin Efendi'nin bıraktığı evkaftan 1920 yılına kadar nakden pay almakta idiler.[13] Yakın zamana kadar köyde "Cingil Kuyusu" isimli bir su kuyusunun bulunduğunu köyde yaşayanlar ifade etmektedirler.
Kadı
Sicillerinde Çeltikçi Köyü
1579
yılına ait Mühimme Defterinde rastlanan Çeltikçi köyü, söz konusu yıl
içerisinde yine Sultan Çelebi Mehmet'in vakıf köyü gözükmekte ve elde edilen
üründen vakfa ait payı vermediklerinden dolayı köylülerin sorun çıkarmadan
kesimden vakfa ait olan payın ödenmesini istemektedir.[14]
Yine aynı yıl içerisinde başka bir kayıtta ise; Çeltikçi köyünden birçok ailenin Yenişehir'de Süleyman Paşa Medresesi Vakfı ile borç-alacak ilişkisi içinde olduğu vakfın Çeltikçi arazisi içinde bulunan arazilerinin icarından dolayı köylüler ile ihtilaflı oldukları beyan edilmektedir.[15]
Köyde yaşanan arazi sorunları
Çeltikçi Köyünde 1700'lü yılların sonlarından itibaren köyün geniş mera arazilerinden kaynaklanan sorunlar yaşanmaya başlamıştı. Ayrıca köy arazisinin içerisinde yer alan geniş vakıf çiftliklerinin mütevellileri tarafından yeterince kontrol altında tutulamaması da arazideki spekülatörlerin iştahını kabartmaktaydı. Buna çevre köy, ilçe ve hatta vilayetlerden gelip hayvanlarını bu meralarda otlatmak isteyenlerde dahil olmuştu.
1785 yılı öncesi Geyve ve Bekilli taraflarından gelip köyün merasına yayılan sürü sahipleri ile köylüler arasında tartışma ve kavgalar vuku bulmuş, köylüler ve arazide büyük bir çiftliği bulunan Sarıcaoğlu Bacaksız Osman Ağa dışarıdan gelip meralarına yayılan bu sürü sahiplerini arazilerinden def etmek için her türlü yolu denemişlerdir. Zaman zaman kaba kuvvetinde yaşandığı gerginlikler yerel yönetimler tarafından giderilemeyince konu İstanbul'a saraya kadar uzamıştır.
Sonunda H.Muharrem 1200 (M.Kasım 1785) tarihinde padişah I. Abdülhamid Han tarafından bir ferman yayımlanarak, söz konusu arazilerin Çeltikçi'ye ait olduğunu ve itilaf ve kavgaların derhal durdurulması emredilmiştir.[16]
1844
Yılında Çeltikçi Köyü
1844 yılına ait Temettuat defterinde köyde yaşayan 42 hanenin 40 hanesinin vergi sahibi olduğu belirtilmektedir.[17] Söz konusu Temettuat defterine göre köy 88.943 kuruş toplam gelire sahip olup 29 hane zengin sınıfında sayılabilirken ortalama gelir ise 2.118 kuruştur.[18] Köyden Seyyid Veli Ağa'nın elinde 300 dönümlük tarla, 10 dönüm dut bahçesi, Topçuoğlu Osman'ın elinde ise 200 dönüm tarla, 4 dönüm dutluk, Hacı İbrahim Oğlu Ali Ağa ve Ali, Ömer Ahmet'in elinde 400 dönümü nadasta olan 600 dönüm tarlası vardı. Mısırlı Ömer Ağa'nın 250 dönüm, kardeşi Osman'ın ise 100 dönüm tarlası, Şahinoğlu Hasan'ın elinde 250 dönüm tarlası vardı.[19]
Ethem
Paşa İle Yaşanan Büyük Kavga
19.
yüzyılın sonlarına doğru Yenişehir'e gelen göçmenler merkezi yönetimin
öncülüğünde ve yerel yönetimin kontrolünde boş arazilere yerleştirilerek yeni
göçmen köyleri kurulmaya başlanmıştı. Bu tarihlerde Çeltikçi Köyünün hemen
dibinde köy arazileri ile iç içe olan Mahrukizadelere ait sınır toprakları
kurulacak göçmen köyleri için bir çok kişinin iştahını kabartmakda idi.[20]
Mahrukizadelere ait çiftlik vereselerinin yeterince ilgilenmemesi ve dönemin
siyasi çalkantıları ile neredeyse sahipsiz durumda bulunmakta, araziler ise
bazı kişiler tarafından ele geçirilmekteydi.
1901
yılında Yenişehir'de Belediye Başkanlığı koltuğunu işgal eden ve aynı zamanda
da muhacir komisyonu başkanı olan Ethem Paşa köylere ait otlak ve arazilere el
koymaya başladığında Çeltikçi Köyü otlakları da muhacirlere verilecek yerler
arasında tekrardan anılmaya başlamıştı. Ethem Paşa'ya göre Çeltikçi Köyünün
geniş merası hiç kimseye ait değildi. Şumnu muhacirlerine bu araziler
verilmeliydi. Hatta Ethem Paşa Şumnu muhacirlerinin önde gelenlerine bu araziyi
göstermiş, arazi üzerinde anlaşma yapmış, bir söylenceye göre de muhacirlerden
maddi kazanç sağlamıştı.
Çeltikçi
Köylüleri ise bu boş arazilerin kendilerine ait olduğunu ileri sürerek söz
konusu arazileri gelişi güzel ekip biçmeye dahi başlamışlardı. Böyle bir durum
ise tarafların kızışmasından ve husumetten başka bir işe yaramamıştı. Arazi
üzerinde söz sahibi olabilme amacı doğrultusunda köylüleri yıldırmak isteyen
Ethem Paşa, otlak arazisi üzerine ağıllar inşa ederek veya çitler ile çevirerek
buralarda söz sahibi olup ele geçirmeye çalıştı. Üstüne üstlük de 20-30 silahlı
adamı bölgeye salarak, köylüleri boyun eğmeye zorlamaya başlamıştı. Bu silahlı
adamlar bazen köy içerisine kadar girerek havaya ateş açma eylemi ile köylüleri
sindirmeye çalışıyorlardı. Köylüler ile Ethem Paşa'nın adamları arasında çıkan
çatışmalarda Paşa'nın bir adamı ölürken köylülere ait çok sayıda hayvan da
telef olmuştu.
Yenişehir
yerel yönetiminden gereken desteği alamayacaklarını bilen Çeltikçi köylülerinin
müracaatı ile Hüdavendigar Vilayet İdaresi müdahil olup, açılan mahkeme
sonucunda otlakların köyün malı olduğu belirtilmişse de gerçekte uygulama böyle
olmadı. Ethem Paşa, vilayet kararını tanımadığını bildirerek davasında haklı
olduğunu belirtirken arazi çatışmaları da devam etti.
1890
yıllarda başlayan arazi kavgası 1900'lü yılların başlarında kavga ve çekişmeler
ile iyice kızışmıştı.
Sonuçta; dönemin
Çeltikçi Köyü muhtarı olan Osman Ağa yanına olaylardan etkilenen diğer köy olan
Çardak Köyünden Hafız Emin'i de alarak hak aramaya devam etti. İkili ilk olarak
Ertuğrul ilçe idaresine başvurarak dilekçeleri ile birlikte şikayetçi oldular.
Verdikleri dilekçenin dikkate alınması bir yana Yenişehir naibi tarafından 15
gün hapis cezası ile cezalandırıldılar. Yürütülen soruşturma Ertuğrul
mutasarrıfı tarafından incelenince Yenişehir naibinin Ethem Paşa'nın çıkarları
doğrultusunda hizmet ettiği rapor edildi. Osman Ağa ve Hafız Emin Efendi hapis
cezasından kurtuldular ama arazi anlaşmazlığı ile ilgili hiç bir gelişme
yaşanmadı. Paşa ve köylüler arasında yaşanan çekişme süregide durdu. En sonunda
da söz konusu sorun köylülerin Sadrazamlığa müracaatı ile İstanbul'a kadar
taşınmış oldu.
Çekişmeler,
gerek İstanbul Hükümeti'nin gerekse yerel güçlerin müdahilliği ile 1907-1908
yıllarına kadar sürdü ise de sonuç olarak çekişmelerden Çeltikçi köylüleri
istedikleri amaca ulaştılar ve bölgeye göçmen topluluğu yerleştirilmedi.[21]
Adı geçen arazi daha sonra ise 60'lı yılların başında bölgede kurulan Askeri Havaalanı arazisinin büyük bölümünü oluşturdu. Ve sonuçta yine Çeltikçi Köyü halkının kullanımına kalmadı.
Birkaç
öne çıkan isim
1927
yılı Hüdavendigar Vilayet Salnamesi'nde köyde muallim olarak Mehmet Fahri
Efendi görev yapmaktadır.[22]
Mehmet Fahri Efendi'nin 1903-1908 yılları arasında Yenişehir'de Şemakizâdeler
tarafından kurulan Şemaki Mektebi'nin başmuallimi olduğu görülmektedir.[23]
Köyün
1800'lü yılların ikinci yarısında öne çıkan isimlerinden olan Salih Ağa, aynı
zamanda 1877-1880 yılları arasında belediye meclisinde de görev yapmış, ahali
tarafından yardımsever ve otoriter bir kişi olarak bilinmekte idi.
Salih
Ağa'nın oğlu olan İbrahim Ağa'nın da 1930 yılında ilçede manifaturacılık işi
ile iştigal ettiği ve Bali Bey (Çarşı) Cami'sinin son cemaat yeri tavanı ile
dış saçaklarını tamir ettirdiğini görmekteyiz.
Cumhuriyet
Döneminde
Çeltikçi
Köyü mevcut camisi 1985 yılında yapılmıştır. Köyde bulunan eski camii hakkında elimizde
yeterli bilgi ve belge mevcut değildir. Yeni yapılan cami, minaresinin
büyüklüğü ve süslemeleriyle modern bir görünüme sahiptir.
kurulmuş bir spor kulübü mevcuttur. Sarı - kırmızı renklere sahip kulüp 1985-86 sezonunda Bursa'da il şampiyonluğunu kazanmış ve amatör kümelerde mücadele etmiştir. Kulübün gelirleri üye aidatları, bağışlar ve muhtarlığın sağladığı destekler olmuştur. Köye bölge sahası olarak tribünlü bir futbol sahası kazandıran kulüp son zamanlarda ekonomik sebeplerden dolayı faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır. Köyün gençleri futbola düşkündür.
2005 yılında Vedat Uzun başkanlığında kurulan Çeltikçi Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, köyün ekonomisine hatırı sayılır derecelerde katkı yaparak, köylünün ekim, dikim döneminden hasat ve pazarlama dönemine kadar yanında olmaktadır.
Kahramanları
Köy
Yunan işgali zamanında en çok zarar gören köylerin başında gelmektedir. Gerek
Cihan Harbi gerekse de Çanakkale ile Kurtuluş savaşı ve çeşitli dönemlerde
birçok kahramanlarının şehit olduğu köyün yakın tarihte de Güneydoğu şehitleri
mevcuttur. Bunlardan Ekrem Kaya 1994'de Tunceli ili Ovacık
ilçesinde terör örgütüne karşı yapılan bir operasyon esnasında şehit düşmüştür. Seyit Ali Akıncı ise 16
Ağustos 1995 tarihinde Ağrı ili Doğubeyazıt ilçesi İpek Geçit'in de şehit
edilmiştir.
8 Kasım 1978 tarihinde Ankara'da gerçekleşen ve Türkiye tarihine "Bahçelievler Katliamı" olarak yer alan menfur saldırı da vefat eden gençlerden Efrahim Ezgin'in de kabri Çeltikçi Köyü mezarlığındadır.
Nüfus
değişimleri
Köye
ait en eski nüfus verisini 1487 yılı tahrir defteri sayesinde
öğrenebilmekteyiz. Bu tarihte köyde 8 hane Müslüman ve 58 hane de gayrimüslim
yaşamakta idi. 1521 yılı tahrir defterine göre ise köyde 27 hane Müslüman ve 77
hane de gayrimüslim kayıtlı olduğu gözükmektedir.[24] Olasılıkla köyde yaşayan gayrimüslim halk
Osmanlı öncesinden kalma yerli halktır. Kayıtlarda Osman Gazi bölgeye
geldiğinde özellikle dağlık ve yamaç alanlardaki Bizans köylerinin boşaldığını,
ovada bulunan Rum nüfusun ise köylerini terk etmediği bilinmektedir. Zamanla
söz konusu bu gayrimüslim halk ya ihtida etmiş ya da kıyı şeritlerine göç
etmiştir.
XIX.
yüzyılın sonlarında köydeki gayrimüslim nüfusun kaybolmuş köyün bir Türkmen
Köyü olduğunu görmekteyiz. 1844 yılına ait Temettuat defteri verilerine göre
köyde 42 hane bulunmaktadır. 1898 yılı Hüdavendigar Salnamesi'nde köyde 71
hanede 410 kişinin yaşadığı kayıt edilmiştir. 1908 yılında 72 hane nüfusu olan
köyün; Cumhuriyet'in ilk nüfus sayımı olan 1927 yılında ise nüfusu 91 hanede
231'i kadın ve 200'ü erkek olmak üzere 431 nüfusu bulunmaktadır. 1990 yılında
160 hanede 1.053 kişi olan nüfus, 1997 yılında 171 hanede 730 kişiye gerilemiş
ise de 2000 yılı nüfus sayımına göre 200 hanede 850 kişi olarak tespit
edilmiştir. Bu tarihten sonra göç vermeye başlayan köy 2015'de 600, 2020'de 572
ve en son 2021'de 554 kişi olarak kaydedilmiştir. Nüfusunun gerilemesinde en
büyük etmenlerin başında Bursa ve Yenişehir'e çalışmak için göç edenlerinin
yanı sıra, yükseköğrenim gören kişi sayısının çokluğu ve köyün Yenişehir'e
yakın olmasından kaynaklanan yerleşimler gelmektedir. Köyde tarımsal
faaliyetlerine devam eden fakat Yenişehir'de ikamet eden Çeltikçili nüfusu
yadsınamayacak orandadır.
Bölgenin
en geniş ve aynı zamanda en verimli tarım arazilerine sahip olan Çeltikçi Köyü
yeraltı su seviyesininde yüksek olduğu köylerdendir. Arazi yapısının
verimliliği nedeniyle de tarımsal faaliyetlerin en yoğun yapıldığı köyler
arasındadır. Topraklarından yılda bir kaç kez ürün almak mümkündür. Tarımsal
faaliyetleri ile ekonomik refah seviyesi yüksek olan köyde son yıllarda tahıl
ve sebzenin yanı sıra meyvecilik de ön plana çıkmıştır. Köyde irili ufaklı
hayvan çiftlikleri de bulunmaktadır.
[1] Mehmet
Göktekin, Osman Gazi ve Yenişehir, yayınlanmamış kitap çalışması, 1972, s.184
[2] İsmail Özgören, 16. Yüzyıldan Günümüze Bursa Yenişehir
Köyleri, Tarihten Günümüze Yenişehir Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2013, s.324.
[3] Mehmet
Göktekin, a.g.e., s.182, 222
[4] Halil İnalcık, Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve
Vesikalar I, T.T.K. Yayını, Ankara-1987, s.86.
[5] Mehmet Aydemir, Çeltikçi Köyü'nün Sosyo-Ekonomik
Yapısı, Uludağ Üniv., İktisadî Bil.,
Bitirme Tezi, Bursa-2001, s.6
[6] Mehmet
Göktekin, age., s.210.
[7] Ersal Yavi, "Bursa Yenişehir, En Eski Çağlardan
Günümüze Siyasi Ekonomik Kültür Tarihi Araştırması", Yayımlanmamış kitap
çalışması, 1991, s.57, Mehmet Göktekin, age., s.270.
[8] Raif Kaplanoğlu, Bursa Ansiklopedisi I (Yer Adları),
Avrasya Etnografya Vakfı Yayınları, Bursa-Eylül 2021, s.231.
[9] Raif Kaplanoğlu, a.g.e., s.231.
[10] Raif Kaplanoğlu, a.g.e., s.59.
[11] Raif Kaplanoğlu, a.g.e., s.8.
[12] Yılmaz Akkılıç,
Bursa Ansiklopedisi, Bursa Kültür ve Sanat Yayınları, 2002, s.31.
[13] Mehmet Göktekin, age., s.185.
[14] H.5 Şaban 987 (M.27 Eylül (1-579), Salih Erol, Osman
Gazi'nin Şehri Yenişehir, Yenişehir Belediyesi Yayını, 2022, s.98.
[15] H.14 Ramazan 987 (M.04 Kasım 1579), Salih Erol, a.g.e.
[16] Mehmet
Aydemir, a.g.e., (söz konusu kaynakta
bahsi geçen belgenin araştırmanın yapıldığı yıl olan 2001'de köy muhtarlığının muhafaza ettiği
belgeler içinde temin edildiği belirtilmiştir.)
[17] Salih
Erol, Osman Gazi'nin Şehri Yenişehir, Yenişehir Belediyesi Yayını, 2022, s.267.
[18] Raif Kaplanoğlu, Yenişehir Mahalle ve Köylerinin
Demografisi, Yenişehir e-gazete, Nisan-2012, sayı: 2200/31, s.7-8
[19] Raif Kaplanoğlu, Yenişehir Çiftlikleri, Yenişehir
e-gazete, Mart-2012, sayı;2199/30, s.9-11.
[20] Fatma
Melek Arıkan, Periphery in the Heartlands: Yenişehir and İznik 1803-1909,
Sabancı Üniversitesi Doktora Tezi, İstanbul-2018, (İngilizce), s.211.
[21] Fatma Melek Arıkan, a.g.e., s.361, 362.
[22] Salih Erol, Hüdavendigâr Vilâyet Salnâmelerinde Yenişehir
Kazası, 1870-1927, Yenişehir Kaymakamlığı Yayını, 2011, s.361.
[23] Mehmet
Göktekin, age., s.309.
[24] Raif Kaplanoğlu, Osmanlının Kuruluşunda Bizans
Köylerinin Kültürel Etkileri, Osman Gazi ve Bursa Sempozyumu - 2005 Bildiri
Kitabı, Osmangazi Belediyesi Yayını, 3. Basım, 2008, s.129-145.
Sarıca Paşa ait köy yeri 20 haneli tamamı Müslüman gömüldüğü hale mevcut küçük bir köy.çeltikçi ile ayrı değerlendirmek gerek herhalde.ayrıca mahrukiler çardak yaşamış ailelerdir.çardak Latince bir kelime olup, çıftlik manasında olduğudur.Nasuh mahruki,mahruki ailesinden çardak yaşamıştır.
YanıtlaSil